Page 17 - Beysehir TSO | 2019 Faaliyet Raporu
P. 17
BEYŞEHİR TİCARET ve SANAYİ ODASI 2019 YILI FAALİYET RAPORU
için çalışmalar sürdürülmektedir.
5- İSİMSİZ TÜRBE:Eşrefoğlu Külliyesi içinde olup, Osmanlı Sancak Beylerinden Mustafa Beyin
babasına aittir.
6- ÇİFTE HAMAM: Eşrefoğlu Mahallesinde külliye yakınında olup, yıkanma ve su tertibatının
orjinalliği ile dikkat çeker. Son yıllarda restore edilmiştir.
7- DEMİRLİ MESCİD: Eşrefoğlu Mahallesinde Karamanoğullarından İbrahim Bey tarafından yaptırılmıştır.
8- İSMAİL AKA (AĞA) MEDRESESİ: Beyşehir Hakimi İsmail Ağa tarafından Caminin batısında
inşaa ettirilmiştir. Halk arasında “TAŞ MEDRESE” olarak bilinir. Süt Dede denilen İsmail Ağa'nın türbesi
de buradadır.
9- BAYINDIR CAMİİ: Selçuklu ahşap direkli camilerindendir. Minaresinin orijinalliği ile dikkat çeker.
10- KALE KAPISI:
İki kapılı Beyşehir Kalesinin halen sağlam vaziyette olan doğu kapısıdır.Kapı üzerinde biri kaleyi ilk yaptıra
n Eşrefoğullarına diğer ikisi de kaleyi tamir ettiren IV Murat devrine ait üç kitabe bulunmaktadır.
ÖTEKİLER: Beyşehir'de bunlardan başka daha pek çok Türk sanat eseri vardır. Bunlardan
özellikle Bayındır, Köşk, Çavuş ve Kıreli Camileri nakışlı tavan süslemeleri, oymalı dikme balıkları
yönlerinden başta gelirler. Önemlileri tarih bölümünde tanıtılmış olan bu sanat eserlerinin sayılanlardan
başka Emen, Gölkaşı, ımrenler, Aşağıesence, Çukurkent, Avdancık, Hüyük, Üzümlü, Bayafşar Camii verme
scidleri belli başlılarıdır. Ayrıca Beyşehir Regülatörü'nü 1908 – 1914 yılları arasında Konya Ovası Sulama
şebekesi ile birlikte 850.000. altına, Konya Valisi Avlonyalı Ferit paşa, Anadolu Osmanlı Demiryolu ortaklı
ğınayaptırmıştır
. Hem Göl Çayı arasında baraj ve hem de Beyşehir'in kuzeyi ile güneyi arasında bir köprü görevi
yapan regülatör, düzgün kesme taşlardan sanatlı ve gösterişli bir biçimde yapılmıştır.
TİCARET ODALARININ TARİHÇESİ
Osmanlı ekonomisinin 19. yüzyılda girdiği gelişme sürecinin göstergelerinden biri de ticaret odalarıydı. İç ve
dış ticaretin gelişmesi yolunda hizmet veren ticaret odalarının kurulma girişimi, Abdülaziz döneminin (1861-
1876) son aylarında gündeme gelmiştir. Fakat Dersaadet (İstanbul) Ticaret Odası ancak 1882’de faaliyete
geçebilmiştir.
Dersaadet Ticaret Odası öncesinde Osmanlı Ülkesinde benzer bir kuruluş olarak "Ticaret ve Ziraat Meclisi"
bulunuyordu. 25 Haziran 1875 tarihli bir kararname ile bu meclisin ziraaat, sanayi ve ticaret alanlarındaki
görevleri belirlenmiş, Meclis’e "Ziraat ve Ticaret Cemiyetleri" kurma görevi verilmiştir. Bir süre sonra bu
meclis feshedilmiş, görevi yeni oluşturulan sanayi, ticaret ve ziraat müdürlüklerine devredilmiştir.
Türkiye’de ilk ticaret odası, 1870 yılında kendi ülkesine ihracat yapan bir Fransız firmasının özel
gereksinimine yanıt vermek üzere, İnebolu’da kurulmuş, ancak ekonomik ve yasal dayanaktan yoksun olan
bu kuruluş bir süre sonra dağılmıştır. Aynı yılda Avusturyalı ve Macar tacirlerin çıkarlarını gözetmek üzere
İstanbul’da "Avusturya-Macaristan Ticaret ve Sanayi Odası" kurulmuştur. Ticaret alanındaki bazı boşlukları
doldurmak amacıyla 1876 yılında " Ticaret ve Ziraat Bakanlığı" kurulmuştur. Bakanlığa bağlı "Ticaret ve
Ziraat Meclisi"nin desteği ile bir "Ziraat ve Ticaret Derneği" açılmıştır. 1800’lerde hızla gelişen Avrupa tekstil
endüstrisinin pamuk gereksiniminin bir bölümüne yanıt veren Çukurova’da dışarıya gönderilen pamuğun
ihraç işlemlerini yapacak ve Avrupa’daki benzerlerinin işlevlerini görebilecek bir örgüte duyulan lüzumun bir
sonucu olarak, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası kurulmuştur (1879). Ülkemizde resmen örgütlenen ilk oda ise
16